- yanmak
- -ar nsz1. 烧, 燃烧, 烧着, 着火; 烧掉, 烧尽, 烧完, 烧去: tamamiyle (或 kamilen ) \yanmak 烧得干干净净, 烧光 Dikkatsizlikten ormanlar yanıyor. 由于疏忽森林着火了。Son yangında iki ev yandı. 在最近一次火灾中, 有两栋房屋被烧毁。2. 点着, 亮着, 发光: Lâmba yandı. 灯亮了。Ocak yandı. 炉子着了。Akşam saat dördü bulmadan sokakların ışıkları da birer birer yanmağa başlar. 晚上, 4点钟不到路灯就开始一一地亮起来。3. 炸(烤、煎、炒等)过火, 烤糊, 烤焦, 熬糊, 煎糊: Yemek yandı. 饭煮糊了。Ekmek yandı. 面包烤焦了。4. 灼伤, 烫伤; 灼痛, 烫痛: Ateşe dokundu, eli yandı. 他碰了一下火, 烫伤了手。Tencere çok sıcak, elim yandı. 锅太烫, 把我的手烫伤了。5. 发烧, 发烫; 发热, 发红, 发炎; 发干: yanan göz kapakları 发炎的眼睑 Ateşler içinde günlerce titreyerek yandı. 他浑身发抖, 高烧了好几天。Başı ateş gibi yanıyor. 他的头热得发烫。Boğazım yanıyor. 我的喉咙火烧似地疼痛。Yanıyorum, biraz su. 给我一点水, 我要渴死了。6. -den 受害, 受损, 蒙受损失; 蚀穿, 烧成窟窿: Ekinler dondan yanmış. 庄稼冻死了。Kumaş asitten yanmış. 布被酸烧坏了。7. 伤心, 难过; 伤感, 悲伤, 悲痛; 遗憾, 后悔: Kaçırdığım fırsata hâlâ yanarım. 现在我对错过的机遇仍然感到遗憾。Onun ölümüne herkes yandı. 所有人都为他的逝世而悲痛。Yüreğim yanıyor. 我很难过。8. 不起作用, 失效; 过期, 无效: Tren biletimiz yandı. 我们的火车票失效了。Vaktinde değiştirilmeyen kâğıt paralar yandı. 没有按时兑换的纸币不值钱了。9. 退出比赛(孩子): Çizgi oynarken Ayşe sürekli yanıyor. 阿伊赛在玩跳房时老是被罚下。◇ yana yana 很伤心, 非常难过
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.